HaYaL SoKaĞı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HaYaL SoKaĞı

En Güzel Paylaşımın Adresi...
 
OyunAnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ******ün spor la ilgili anıları...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
yekta
Yüzbaşı
Yüzbaşı
avatar


Erkek
Mesaj Sayısı : 204
Yaş : 26
Nerelisin GENÇ : ankara
Hobin nedir : KİTAP OKUMAK
Ruh Hali : Atatürkün spor la ilgili anıları... Politikaci
Takım : Atatürkün spor la ilgili anıları... Beiktalki1
Meslek : ÖĞRENCİ
Beğenirlik : 0
Rep : 0
Kayıt tarihi : 02/10/08

Atatürkün spor la ilgili anıları... Empty
MesajKonu: Geri: ******ün spor la ilgili anıları...   Atatürkün spor la ilgili anıları... Icon_minitimeCuma 03 Ekim 2008, 20:18

******'ün Spor Hakkında Sözleri Atatürkün spor la ilgili anıları... Pdf_button Atatürkün spor la ilgili anıları... PrintButton Atatürkün spor la ilgili anıları... EmailButton
Muvaffak olmak için her türlü yardımdan ziyade bütün milletçe sporun mahiyeti, kıymeti anlaşılmak ve ona kalbten sevgi göstermek, onu vatanî vazife sayma lâzımdır.
1926



Her çeşit spor faaliyetlerini, Türk gençliğinin millî terbiyesinin ana unsurlarından saymak lâzımdır.
1937


Bir toplum yalnız spor ile rengini ve kuvvetini değiştiremez. Orada hâkim olan sıhhî, sosyal, medenî birçok gerek ve şartların teminine yönelen teşebbüs ve tedbirlerin uygulanması lâzımdır.
1926


Türk milleti anadan doğma sportmendir. Henüz yürümeye başlayan köy çocuklarını bile harman yerlerinde güreşirlerken görürsünüz. Ata en çok ve en iyi binen yalnız Türk erkekler değildir; Türk kadını da bu işi bilir.

Benim en çok sevdiğim spor, serbest güreştir. Hangi Türk askerini, köylüsünü isterseniz soyup meydana çıkarınız. Dik omuzları, iyi, kusursuz teşekkül etmiş adaleleri, keskin yüz çizgileri, yanık tatlı renkleri, kafa yapıları, insanın ruhuna itimat ve neşe veren bir eser olarak canlanır.

Kurtdereli Mehmet Pehlivan'a yazdığı mektup:

Kudretli Mehmet Pehlivan,

Seni cihanda büyük ün almış bir Türk pehlivan tanıdım. Parlak başarıların sırrını şu sözlerle izah ettiğini de öğrendim.

"Ben her güreşte arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve millet şerefini düşünürüm."

Bu dediğini, en az, yaptıkların kadar beğendim. Onun için senin bu değerli sözünü Türk sporcularına bir meslek prensibi olarak kaydediyorum. Bununla senden ve sözlerinden ne kadar çok memnun olduğumu anlarsın.
1931


Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılamaz. İdrak ve zekâ, ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.

Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini düzenlemekle görevli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yükseltmeyi düşünürken, sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak emeliyle bir spor çizmezler. Esas olan, bütün her yaştaki Türkler için beden eğitimini sağlamaktır. "Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur" sözünü atalarımız boşuna söylememişlerdir.
1937
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
yekta
Yüzbaşı
Yüzbaşı
avatar


Erkek
Mesaj Sayısı : 204
Yaş : 26
Nerelisin GENÇ : ankara
Hobin nedir : KİTAP OKUMAK
Ruh Hali : Atatürkün spor la ilgili anıları... Politikaci
Takım : Atatürkün spor la ilgili anıları... Beiktalki1
Meslek : ÖĞRENCİ
Beğenirlik : 0
Rep : 0
Kayıt tarihi : 02/10/08

Atatürkün spor la ilgili anıları... Empty
MesajKonu: Geri: ******ün spor la ilgili anıları...   Atatürkün spor la ilgili anıları... Icon_minitimeCuma 03 Ekim 2008, 20:18

******'ün Spor Anıları Atatürkün spor la ilgili anıları... Pdf_button Atatürkün spor la ilgili anıları... PrintButton Atatürkün spor la ilgili anıları... EmailButton

"Türk sosyal bünyesinde spor hareketlerini düzenlemekle görevli olanlar, Türk çocuklarının spor hayatını yükseltmeyi düşünürken, sadece gösteriş için herhangi bir yarışmada kazanmak emeliyle bir spor çizmezler. Esas olan, bütün, her yaştaki Türkler için beden eğitimi sağlamaktadır."

******, her alanda olduğu gibi sporda da bilim yolundan ayrılmamayı tavsiye ederken, sporun önemi üzerinde de durmuş ve ona yeni bir benlik kazandırmıştır. "Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar, beden terbiyesinde de kabiliyeti arttırmış ve yükselmiş olan erdemli, kuvvetli bir nesil yetiştirmek, ana siyasetimizin açık dileğidir" sözleriyle de bunu kanıtlamıştır.

Ulu Önder'in Türk sporundaki ilk imzasını izcilikte görmekteyiz. 1915 yılında, "Osmanlı Genç Dernekleri Genel Müfettişliği"ne atanmasından kısa süre sonra bir rapor hazırlayarak zamanın hükümetine sunar. Bu raporunda okullardaki cimnastik saatlerinin arttırılmasını teklif etmektedir.

"Açık ve kati söyleyeyim ki, sporda muvaffak olmak için her türlü muavenetten ziyade, bütün milletçe sporun mahiyeti ve kıymeti anlaşılmış olmak ve ona kalben muhabbet ve onu vatani vazife telakki eylemek lazımdır" diyen Ata'ya göre spor, her şeyden önce bir "vatan vazifesi"dir. Nitekim bunu, onun Çanakkale Savaşı ile ilgili bir anısında da görmemiz mümkündür. Şöyle ki:

Çanakkale Savaşı sırasında keşif görevine çıkan bir Türk askeri, yakaladığı İngiliz askerini gırtlağından tutup Mustafa Kemal Paşa'nın karşısına getirir. Paşa, İngiliz askerine, memleketinden kalkıp buralara niçin geldiğini sorduğunda, "Spor için" cevabını alır. Mustafa Kemal: "Bizim neferi nasıl buldun?" diye sorar. Esir asker, "Spor bilmiyor" diye cevaplar. Bunun üzerine Mustafa Kemal; "Bana spor nedir? diye sorarlarsa vereceğim cevap şudur: Spor, vatan ve milletin yüksek menfaatlerine tecavüz edenleri gırtlağından yakalayıp memleket ve millet hadimlerinin huzuruna getirebilmek kabiyeti maddiyesi ve maneviyesidir" demiştir.

Türkiye'nin ilk spor teşkilatı olan "Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı" 1922'de İstanbul'da kurulmuştu. Cumhuriyet ilkelerine bağlı olarak kurulun bu ilk spor cemiyetlerinin yöneticileri seçimle belirlenmekte, bu yöneticiler de seçimle her federasyonun (Atletizm, Futbol, Güreş) yöneticilerini seçmekteydiler. İlk İdman Cemiyetleri'nin başkanlığına Ali Sami Yen, asbaşkanlıklara da Burhan Felek ve Ali Seyfi getirilmişti. ******, Türk sporunun bu şekilde düzenlenmesine çok memnun olmuş, "Esas olan, bütün, her yaştakı Türkler için beden terbiyesini sağlamaktır" diyerek, sporda hedefin halkın sağlığı ve toplum sporu olduğuna işaret etmiştir. Daha sonra, bu ittifakın yasal bir kuruluş olan Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'ne dönüştürülmesi 1938 yılında yine ******'ün direktifleriyle olmuştur.

18 Ağustos 1923 tarihli hükümet programında şu cümlelere rastlıyoruz; "Maarifin vazifelerinden birincisi; çocukların terbiye ve talimi, ikincisi; halkın terbiye ve talimi, üçüncüsü; milli güzidelerin yetiştirilmesi için lazım gelen vasıtaların izhar ve teminidir."

Görülüyor ki, ******, çocuklar ve gençler kadar, halkın da eğitilmesini ve spor yapmasını istemektedir. Bu konuyu da hükümet programına alacak kadar ciddi bulmaktadır.

Türkler'de sporun geçmişi hayli eski olmasına rağmen, spora modern biçimde eğilinmesi, gereken önem ve değerin verilmesi ancak Cumhuriyet'in ilanından sonra mümkün olmuştur. Bunda Cumhuriyet'in kurucusu ******'ün çok önemli rolü vardır. Bunun en çarpıcı örneğine birkaç aylık Cumhuriyet Türkiyesi'nde rastlanır.

Uzun süren savaşlardan yeni çıkmış, her tarafı yıkık ve Osmanlı döneminden çok ağır dış borç yüklenmiş olarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti, o yokluklara rağmen bütçesinden spora çok önemli bir pay ayırmıştır. Cumhuriyet'in ilanından iki buçuk ay sonra Bakanlar Kurulu'nun, ****** başkanlığında yapılan toplantısında İdman Cemiyetleri İttifakı'nın emrine 17.000 TL verilmiştir. Bu para ile sporcuların, Paris'te yapılacak Olimpiyat Oyunları'na en iyi biçimde hazırlanarak katılmaları sağlanmıştır. Bir altının 10 TL olduğu bir dönemde yapılan 17.000 TL'lık bu yardım, Türkiye Cumhuriyeti devleti için gerçekten büyük bir fedakarlıktır.

Nitekim 1924 yılı bütçesine, "Türk sporcularının pek yararlı ve gelecek için umut verici çalışmalarında yardım görecekleri" sözlerinin açık bir kanıtı olarak, spor için ******'ün talimatıyla 50.000 TL ödenek konulmuştur. Yine 1924 yılında yayınlanan Köy Yasası, köylerde "nişan alma, cirit, güreş" gibi köy oyunlarını özendirici hükümlere yer vermiştir.

******, spor yapmaya da spora olan hayranlığı kadar önem vermiştir. İstanbul'a her gelişinde Florya'da denize girdiği, sık sık sandalla açılarak, bol bol kürek çektiği bilinmektedir.

Türk sporcusunda yalnız beden kuvveti ve yetenek değil, aynı zamanda iyi ahlak ve zekanın da bulunmasını istemiş ve bu düşüncesini de; "Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" sözleriyle dile getirerek, bir sporcunun nasıl bir insan olması gerektiğini anlatmıştır.

"Ata en iyi binen yalnız Türk erkekleri değildir. Türk kadını da bu işi çok iyi bilir" diyen ******'ün sevdiği sporlardan biri de ata binmektir. Savaşlarda sürekli ata binmiş, sonra da fırsat buldukça serbest bir spor olarak yapmıştır. Avrupa parkurlarında "******'ün Süvarileri" adıyla nam salan Cevat Kula, Saim Polatkan, Cevat Gürkan ve Eyüp Öncü adlı dört subay binicimizden oluşan Türk ekibinin uluslar arası başarıları da Ata'yı çok memnun etmiştir.

Sporlar arasında güreşi de çok sevdiği bilinmektedir. Bu nedenle güreşle ilgili anıları çoktur. İtalyanları yenen Milli Güreş Takımımızı Florya'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde yemeğe davet etmiş, tek tek kutlamış ve ağır sıklet şampiyonumuz Çoban Mehmet'e "Beni de yener misin" diye takılmıştır. "Türk milleti anadan doğma sporcudur. Henüz yürümeye başlayan köy çocuklarını bile harman yerinde güreşirken görürsünüz" sözü ile güreşi, Türkler'in milli sporu olarak nitelemiştir.

"Genç Türk çocukları top oyunlarında herhangi bir milletin çocukları kadar talimli ve alışkın görünmeyebilir. Bundan müteessir olmaya lüzum ve mahal yoktur" demesine rağmen, o günlerde Rusya ile yapılan maçta yenilgi nedenleri konusunda Gündüz Kılıç'ı da sıkı bir sorguya çekmeyi ihmal etmemiştir.

1930 yılında çıkarılan Belediye Yasası, belediyeler "çocuk bahçeleri, spor alanları, yerel ihtiyaçlara uygun stadyumlar yapmak ve işletme" gibi yükümlülükler getirmiştir.

1932 yılında ******'ün talimatıyla kurulmakta olan halkevlerinin yapması gereken çalışmalar arasına spor da eklenir. "Halkevleri Teşkilatının Umumi Esasları"ndan spor ve beden hareketleri, gençlik terbiyesinin ve milli terbiyenin vazgeçilemeyecek aslı ve mühim bir bölümüdür. Bu nedenle "Türk geçliğinde ve Türk halkında spor ve beden hareketlerine sevgi ve alaka uyandırmalı, bunlar bir kitle hareketi, milli bir faaliyet haline getirilmelidir" diyen büyün önder daha o yıllarda, sporu kitle hareketinin de ötesinde bir "milli hareket" olarak düşünmüştür. Böylece O'nun ne kadar ilerici olduğu sporda da gözler önüne serilmektedir.

****** yarım asır önce "İstikbal göklerdedir" diyerek havacılığın önemini vurgulamış ve spor dalı olarak da benimsenmesini arzulamıştır. 3 Mayıs 1935 günü kurulan "Türk Kuşu" ulu önderin Türk havacılığına en büyük armağanıdır.

Milli mücadeleye başlamak, Misak-ı Milli'yi ilan etmek ve Kuvayı Milliye'yi kurmak amacıyla, Samsun'da Anadolu topraklarına ayak bastığı 19 Mayıs 1919 gününü de TBMM'nin 20 Haziran 1938 tarihinde 3466 sayılı kararı ile "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kabul edilmesini sağlamıştır.

******'ün direktifleriyle hazırlanan ve bugün de Türk Spor Örgütü'nün temelini oluşturan 3530 sayılı "Beden Terbiyesi Kanunu" 29 Haziran 1938 günü kabul edilmiştir. Ata'nın hastalığı yüzünden, TBMM'nin 1 Kasım 1938'deki açılışında Başbakan Celal Bayar tarafından okunan nutkunda spor için söylediği son sözleri şöyledir:

"Her çeşit spor faaliyetlerini, Türk gençliğinin milli terbiyesinin ana unsurlarından saymak lazımdır. Bu işte hükümetin şimdiye kadar olduğundan çok daha ciddi ve dikkatli davranması, Türk gençliğinin spor bakımından da milli heyecan içinde itina ile yetiştirilmesi önemli tutulmalıdır."

"Türk gençliğinin kültürde olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Yüksek Kurultay'ın kabul ettiği "Beden Terbiyesi Kanunu'nun takibine gecildiğini görmekle memnunum."

******'ün ölümü üzerine dönemin en ünlü günlük spor gazetesi L"Auto (Fransa)'da yayınlanan makale aynen şöyledir:

".....Dünyada ilk defa beden eğitimini zorunlu kılan devlet adamıydı. Söylev ve kağıt üzerinde kalmayan icraatlarıyla, stadyumlar ve spor tesisleri yaptırdı. Döneminde Türkiye'de spor gittikçe artan önem ve değer kazandı."

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
___ADABİCİ___
Genelkurmay Başkanı
Genelkurmay Başkanı
___ADABİCİ___


Erkek
Mesaj Sayısı : 180
Yaş : 29
Nerelisin GENÇ : ankara
Ruh Hali : Atatürkün spor la ilgili anıları... Politikaci
Takım : Atatürkün spor la ilgili anıları... Gsgn3
Meslek : öğrenci
Müzik Türü : Atatürkün spor la ilgili anıları... Rapwk8
Sanal Hayvan : Atatürkün spor la ilgili anıları... 5aslanwa7ff6iu0dy2
En Sevdiği İş : Atatürkün spor la ilgili anıları... Computer-icon
Beğenirlik : 5
Rep : 7
Kayıt tarihi : 24/08/08

Atatürkün spor la ilgili anıları... Empty
MesajKonu: Geri: ******ün spor la ilgili anıları...   Atatürkün spor la ilgili anıları... Icon_minitimePtsi 29 Eyl. 2008, 15:01

ATATÜRK ve GÜREŞ

****** ve Güreş EN ÇOK GüREŞİ SEVERDi ******, sporlar arasinda en çok güresi severdi. Bu nedenledir ki, onun güresle ilgili anilari hem çoktur, hem de ilginçtir. 19 Eylül 1933 gecesi istanbulda Maksim Gazinosu salonunda , yapilan Türkiye-italya milli güres karsilasmasini radyodan naklen yayimi Dolmabahçe Sarayinda ilgiyle izleyen ****** heyecanini yenememis ve müsabakalari görmek üzere beraberindekilerle birlikte kalkip Maksime gelmisti. ******ün Maksime gelmek üzere Dolmabahçe Sarayindan ayrilmak üzere oldugu haberi kendisine iletilen organizatör ve spiker Said çelebi büyük bir heyacana kapilmisti. Haksiz da degildi; zira Maksim salonu igne atilsa yere düsmeyecek derecede hinca hinç dolu haldeydi. çelebi, bu unutulmaz ani söyle hikaye etmektedir: .. Basim sikistigi her zaman oldugu gibi, çeneme müracaat ettim. Mikrofonu birakip yüksekçe bir yere çiktim. Avazim çiktigi kadar Gazi Hazretleri tesrif ediyorlar, yer açin ! diye bagirdim. O mahserî kalabalik bir anda heyecan içinde dalgalaniverdi. Millet birbirini çignercesine yol açti. En ön siraya koltuklar konuldu. Bu esnada ******, maiyetiyle birlikte kapida göründüler.. ******ün salona girisiyle, minderdeki güres de durmustu. Bu sirada Arabaci ismail güresiyordu minderde. ******, salonu pek sicak bulmus ve onun emriyle bütün pencereler açilmisti. Bundan sonra güres kaldigi yerden devam etmis ve Arabaci ismail, italyan rakibini sayi hesabiyla yenmisti. Bundan sonra sira, Saim Arikanin italyanlarin en ünlü güresçilerinden biri olan büyük sampiyonlari Lombardi ile yapacagi maça gelmisti. Bu maçi da Saim Arikandan dinleyelim: .. Sira bana gelmisti. Heyecanim son haddini bulmustu. Gongun bir an önce vurmasini bekliyordum. 72 kiloda karsimdaki rakip de italya sampiyonu ve Avrupa ikincisi olan meshur Lombardi idi. O zamanki güresler onar dakikalik iki devreden ibaretti, yirmi dakika sürerdi. Nasil gürestigimi hatirlamiyorum. Fakat sonradan bana anlattiklarina göre, firtina gibi güresmisim; adeta kedi fare ile oynar gibi oynamisim Lombardi ile. ****** gürese kendini o kadar kaptirmis ki, heyecandan yerinde duramiyormus. Hayatimda bundan daha zevkli, bundan daha heyecanli bir sey gördügümü hatirlamiyorum, diyormus hep. Maçin daha birinci devresi bitmeden; 9 dakika 30 saniyede italyanin sirtini mindere yapistirdim. Ayni anda italyanin üzerinde iken, basimi çevirip ******e baktun. O koca adam, o kahraman kumandan ayakta, ellerini havaya kaldirmis, Yasa Saim! diye bagiriyordu. Benim için bundan daha büyük mükafaat, bundan daha unutulmaz bir an olabilir miydi ? . Türk güresinin bu tarihi olayi. Türkiye idman Cemiyetleri ittifakinin 25 Ekim 1933 günü Ankarada yapilan VII. Genel Kongresinde Güres Federasyonu Baskani Ahmet Fetgeri Açeninin raporunda söyle naklediliyordu: ..19 Eylül 1933 günü italyanlarla yapilan üçüncü müsabakayi büyük ve kiymetli vücutlariyla sereflendiren Ulu Gazi miz Maksim Salonunun fazla izdihamini görünce kudretli muhakemeleriyle bu salonda müsabakalarin yapilamiyacagini isaret buyurdular. Ve açilmasi mümkün olan hava deliklerinin derhal açilmasini emrettiler. Nitekim müsabakayi sereflendirmek suretiyle Türk gençligine en büyük zaferini kazandirmis olan Büyük Gazimize salonun müsadesizligi yüzünden borcumuz olan istirahatle esbabinin temin edilememis olmasi Federasyonumuzu harikulade müteessir ve muazzep etmistir. Hiç çüphe yoktur ki, alakadar bütün makam ve zevat da bizim duydugumuz teessürü aynen duymuslardir.. Daha sonra yine ayni raporda su satirlara rastlanir: ..19 Eylül 1933 çarsamba aksami istanbulda Maksim Salunonda italyanlarla yaptigimiz güres müsabakasi essiz Büyük Gazimizin yüksek huzurlanyla pek büyük serefe mazhar olmustur ve güresçilerimiz yüce rehberlerinin önünde çarpismak saadetine kavusmuslar ve bu suretle en bahtiyar ve en tarihi günlerini yasamislardir. simdiye kadar hiçbir spor subesinin ulasamadigi bu büyük zafere güresimiz erismistir. Sporumuzun erdigi serefli günü hersene kutlamak amaciyla 19 Eylül günleri bütün güres bölgele
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
___ADABİCİ___
Genelkurmay Başkanı
Genelkurmay Başkanı
___ADABİCİ___


Erkek
Mesaj Sayısı : 180
Yaş : 29
Nerelisin GENÇ : ankara
Ruh Hali : Atatürkün spor la ilgili anıları... Politikaci
Takım : Atatürkün spor la ilgili anıları... Gsgn3
Meslek : öğrenci
Müzik Türü : Atatürkün spor la ilgili anıları... Rapwk8
Sanal Hayvan : Atatürkün spor la ilgili anıları... 5aslanwa7ff6iu0dy2
En Sevdiği İş : Atatürkün spor la ilgili anıları... Computer-icon
Beğenirlik : 5
Rep : 7
Kayıt tarihi : 24/08/08

Atatürkün spor la ilgili anıları... Empty
MesajKonu: ******ün spor la ilgili anıları...   Atatürkün spor la ilgili anıları... Icon_minitimePtsi 29 Eyl. 2008, 14:53

******ün spor la ilgili anılarını buraya atın...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
******ün spor la ilgili anıları...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» spor haberleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HaYaL SoKaĞı :: M.Kemal ATATÜRK :: Anıları...-
Buraya geçin: