HaYaL SoKaĞı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HaYaL SoKaĞı

En Güzel Paylaşımın Adresi...
 
OyunAnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 KÖYE GELEN ŞEHİT

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Charissma
Maraşal
 Maraşal
Charissma


Erkek
Mesaj Sayısı : 537
Yaş : 34
Nerelisin GENÇ : Ankara
Hobin nedir : futbol, basketbol, voleybol oynamak ve ders çalışmak
Adı : yok
Ruh Hali : KÖYE GELEN ŞEHİT Somurtkan
Takım : KÖYE GELEN ŞEHİT Fenerqy7
Meslek : Öğrenci
Müzik Türü : KÖYE GELEN ŞEHİT Rbskyp7
Sanal Hayvan : KÖYE GELEN ŞEHİT 6kirpijn2zf5aa4rr3
En Sevdiği İş : KÖYE GELEN ŞEHİT Restaurant-Blue-icon
Beğenirlik : 4
Rep : 681
Kayıt tarihi : 05/08/08

KÖYE GELEN ŞEHİT Empty
MesajKonu: KÖYE GELEN ŞEHİT   KÖYE GELEN ŞEHİT Icon_minitimeCuma 02 Ocak 2009, 21:50

KÖYE GELEN ŞEHİT
Ülkemiz terör belasından çok çekti ve hâlâ çekmeye devam ediyor. Her şehit haberi duyduğumuzda içimiz cız ediyor. Herhalde, şehit acısının yaşanmadığı il, ilçe, kasaba, köy kalmadı. Bundan yirmi yıl kadar önce kasabamız da bir şehit acısıyla sarsılmıştı. Şimdi size ağabey gibi çok sevdiğim bu gencin öyküsünü anlatacağım.
Adı Ali Rıza’ydı, Buhur’un Ali Rıza… Boylu, poslu; sesi biraz kalınca bir delikanlıydı. Olgun, efendi bir insandı. Bizden birkaç yaş büyüktü. ( Galiba 1968’liydi. ) Denizli İmam Hatip Lisesi’ni bitirmişti. Ona Buhur’un Hafız derlerdi. Çoğu İmam hatiplinin ortak kaderi olarak üniversiteyi kazanamamış ve çeşitli işlerde çalışarak hayata tutunuyordu. O sıra Orman Bölge Şefliği’nde geçici işçi olarak çalışıyordu. Ali Rıza’yla aramızda sıcak bir dostluk vardı. Beni nerde görse hal hatır sorar, çeşitli konularda bilgi verir ya da sorular yöneltirdi. En çok da harman yerinde karşılaşırdık. Onların ev harman yerinin bir ucundaydı. O zamanlar harman yeri bomboştu. Yemyeşil çayırlarla kaplıydı. Bizim birkaç koyun vardı ve ben onları otlatırdım. Onunla çeşitli bilimsel konularda konuşurduk. Meselâ harman yerinden çıkar, yengeç dönencesinde dolaşırdık. Ya da yerçekimi kanununu tartışırdık. Ara sıra dini telkinlerde de bulunurdu. O, büyüğün küçüğü gözetmesinin iyi bir örneğiydi.
1987’de Denizli’de liseye başladım. O yıl köyden ilk ayrılışımdı. Bu koca şehre alışmaya çalışıyordum. O sonbaharda bir genel seçim olmuştu. Seçimden bir gün önce, tüm Denizli konvoylar, sloganlarla sarsılıyor, etrafta arabalardan atılan kâğıtlar uçuşuyordu. Çınar’da böyle gezerken, ansızın Ali Rıza’yı gördüm. Elinde ajanda ve birkaç dergi vardı. Yine sıcacık selamlaştık ve hal hatır sorduk. Bir gazetede çalışmaya başlamış. Abonelik işlerine bakıyormuş. Bana elindeki dergilerden birini hediye etmişti. Ders çalışmayla ilgili bazı tavsiyelerde bulundu. Her zamanki Ali Rıza’ydı. Galiba bu onu son görüşüm olmuştu.
Aradan bir yıl geçmişti. Bu sırada Ali Rıza askere gitmiş. Ben lise ikinin yaz tatilindeydim. O yaz dağa oduna gitmeye alışmıştım. Oduna gidenler bilirler. Oldukça yorucu bir iştir. Oysa ben gayet kolay bir yöntem bulmuştum. Birkaç yıl önce, bizim dağda kesim yapılmış ve kesilen çamların kökleri çürümüştü. Bunlar bir, iki balta darbesiyle kolayca çıkıyordu. Ben birkaç günde bir, eşeğe iki heybe asıp oduna gidiyordum.
Bir kuşluk vakti, hava pırıl pırıldı ve yine oduna gidecektim. Bizimkiler eşeği hazırlarken, sela verilmeye başlandı. Bu rahmetli Hafız’ın sesiydi. Sela verildiğinde, bütün köy susar ve kulak kesilir. Herkesin içine bir acı düşer ve selanın sonu beklenir. Hafız, uzun dokunaklı bir seladan sonra şu anonsu yaptı:
― Kasabamızdan Remzi oğlu Ali Rıza CENGİZ şehit olmuştur.
Hepimiz şok olmuştuk. Kimse böyle genç bir ölümü kabullenemiyordu. Ben hemen Buhurların eve, harman yerine doğru yöneldim. Bu sırada harman yerinin birçok köşesinden, kadınlı erkekli gruplar görünmeye başladı. Evlerine yaklaştıkça, içimdeki acı da giderek artıyordu. Remzi dayı, bahçe kapısının önündeydi. O koca Buhur:
— Şehit olmuş yavrum! Diye hüngür hüngür ağlıyordu. Yanındakiler koluna giriyor, teselli etmeye çalışıyordu. Evden de yaslar, hıçkırık sesleri yükseliyordu. Önce PKK vurmuş diye bir söylenti yayıldı. Daha sonra olayın aslı anlaşıldı. Ali Rızagil görevden dönerken, dağlık bir yerde arabaları yoldan çıkmış. Ali Rıza ve bir arkadaşı şehit olmuştu.
Ve Ali Rıza, bir askerin köyüne gelebileceği en şerefli şekilde geldi. Al bayrağa sarılı, omuzlar üstünde… Tüm İnceler onu, fatihalarla, tekbirlerle, yaslarla, gözyaşlarıyla karşıladı ve öyle uğurladı. İnceler bir evladını, ben de bir ağabeyimi, fikir arkadaşımı kaybetmiştim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://genclerkulubu.yetkinforum.com
 
KÖYE GELEN ŞEHİT
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HaYaL SoKaĞı :: Askeri Alan :: Şehit Hikayeleri (Şehitler Özel Bölümü)-
Buraya geçin: